2 Eylül 2022 Cuma

Geç Kalıyorsun

 Bu yazımda Ferudun Çınar'ın kaleminden çıkmış, ilk basımı Haziran 2022'de Kutlu Yayınevinde gerçekleşmiş olan Geç Kalıyorsun adlı kitaptan bahsedeceğim.

Yazar, bu kitabını HİKROM (Hikâye - Roman) tarzında yazdığını belirtiyor. Böyle bir türü daha önce duymamıştım, belki de yazara özgüdür. Kitabın içinde birbirinden ayrı hikâyeler bulunmakta, aynı zamanda bazı hikâyelere sayfalar ardından tekrar dönülüp bağlantı kuruluyor ve bu da birbirinden ayrı iki türün harmanlanmasını ortaya koymuş oluyor. Bu türü oldukça özgün buldum ve beğendim.

Yazar, kitabında tanrısal anlatıcı denilen anlatımı kullanmıştır. Şahsi olarak romanlarda en çok bu anlatımı beğeniyorum çünkü karakterlerin her birine geniş bir perspektif ile bakabiliyorsunuz.

 Yazarın kalemini beğendim, yalın ve başarılıydı. Özellikle diyalogları çok iyi yazdığı fikrindeyim. Hiçbir diyalog sırıtmıyor, kitabın içinde yapay durmuyordu. 

Kitaba dair en beğendiğim şey sürekli şaşırıyor olmamızdı. Özellikle son sayfalarda... Beni şaşırtan, aynı paragrafı şaşkınlık içinde tekrar okumamı sağlayan kitapları seviyorum. Kitaba dair naçizane eleştirim ise çok fazla sayıda karakter olmasından mütevellit yaşanan kafa karışıklığı olacak. Bir romanda karakter zenginliği çok doğaldır fakat bu kitap hikâye - roman karışımı şeklinde yazıldığı ve birinden birine geçildiği için okurken bende çok büyük bir kafa karışıklığı yarattı. "Kim kimdi, şu an ne oluyor?" diye pek çok kez duraksadım. Bunu önlemek adına cümle içlerinde karakterlerin isminin ve vasıflarının daha çok tekrarlanmasını yeğlerdim.

Kitapta bir sahnenin birden kesilmesi, farklı sahneler ardından o sahneye tekrar dönülmesi bana bir dizi - film havası verdi. Bence bu kitap hem bu tekniği hem de ters köşeleri ile bir senaryo olarak yazılmaya oldukça uygun. 

Yazarı verdiği emeklerden ötürü kutluyor ve yazı hayatında başarılarının devamını diliyorum.

Esen kalın.

- Aleyna Uluç

1 Eylül 2022 Perşembe

Ayak İzleri

Bu yazımda Hatice Meraklı'nın kaleminden çıkmış, ilk basımı Ekim 2019'da Kutlu Yayınevinde gerçekleşmiş olan Ayak İzleri adlı kitaptan bahsedeceğim. 

Hatice Meraklı, Ayak İzleri kitabında Almanya'da yaşadıklarını ve bazı konulardaki fikirlerini paylaşarak anı - deneme türleriyle harmanlanmış bir eser ortaya koymuştur.

Neredeyse hepimizin Almanya'da yaşayan bir tanıdığı vardır ya da az çok Almanya hakkında bilgiye sahibizdir. En basitinden Alman çikolatası diye aklımızda yer edinen bir detay vardır. Bu kitapta ise ben bunlardan çok daha fazlasını, Alman insanını ve yaşam biçimini tanımış oldum. Yazarın kendi anıları üzerinden gerçek insanlara, gerçek anlara şahit oldum. Anı kitabı okumak birinin anılarına ortak olmak gibi aslında, öyle değil mi? Ben daha önce bu türde iki üç kitap ancak okumuştum, bu kitap da onlardan biri oldu ve çok sevdim.

Yazar yalnızca anılarını değil, denemelerini de paylaşmış kitabın içinde. Kalemini ve düşüncelerini beğendim, en çok da beni daha önceleri zihnimde yeşeren düşüncelerden yakalayan cümleleri sevdim. Hani bazen bir şey okursunuz ve "Evet evet, tam olarak bu!" diye düşünürsünüz ya, işte bende bu etkiyi uyandıran ve içimdeki taze hisle kalemimin kapağını açıp altını çizdiğim o cümlelerden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum:

"Bir şeyi ancak içinde kaybolan bilebilirmiş!"

"Ötelediğimiz ne çok şey var, sonra dediğimiz. Yarın yaparım, yarın gelirim, yarın özür dilerim, yarın yürüyüşe çıkarım. Ne acıdır ki, fark etmeyiz asıl ertelediğimizin kendi hayatımız olduğunu!"

"Dikkatini en çok nerede toplarsa oradan yeni şeyler gösteriyormuş hayat dediğin."

"Hayatımıza bir şekilde dâhil olan her bir insanın bir misyonu olduğuna inanıyorum artık. Acı tatlı, iyi kötü ne yaşarsak yaşayalım bizlere bıraktığı birtakım dersler, birtakım kazanımlar oluyor muhakkak. Burada önemli olan hangi açıdan baktığımız belki de. Her insandan bir şey öğreniyoruz mutlaka, verebileceği hiçbir şey olmayıp sadece alandan bile, en azından kendimizi öğreniyoruz."

Ve çocuklardan bahseden o ışıltılı cümleler:

"Sizin sevgi dersi öğretmeninizdir. Sizin 'daha iyi bir insan olma dersi' öğretmeninizdir. Siz onu eğittiğinizi, büyüttüğünüzü zannederken aslında o sizi eğitiyor, büyütüyor, yoğuruyor, pişiriyordur. Hayata bahar yönünde pencereler açandır çocuk."

Bu cümleler sizin de içinizi açmıyor mu sahi? Ben yazarın anılarından kendime pay çıkarıp yeni şeyler öğrenirken denemelerinden de hayat dersi heybeme güzellikler doldurup kitabı bitirdim. 

Kitapla ilgili naçizane tavsiyelerime gelecek olursak daha önce başka yerde duyduğum hikayelerin alıntılanmasını istemezdim, sadece yazara ait olan denemelerin olması, ara ara diğer hikayelerden kısa alıntılar yapılması bana göre daha iyi olurdu. Çok fazla olmasa da yazım, noktalama hatalarının da gözden geçirilmesini öneririm.

Yazarı verdiği emeklerden ötürü kutluyor ve yazı hayatında başarılar diliyorum.

Esen kalın.