Attila Sayın, bilim kurgu türündeki bu kitabında daha önce yaşadığı bir anı tekrar yaşamak isteyen ve bunun için bir bilim adamıyla beraber proje geliştiren birinin hikayesini anlatıyor.
"Bir insan hayatı boyunca sonsuz tane an yaşar. Ancak bunların içinden sadece bir tanesi en etkileyici olandır. Buna göre eğer en etkileyici anınızı yeniden yaşama şansınız olsaydı bu hangi anınız olurdu? İlk bakış, ilk işitiş, ilk dokunuş... Hangisi? Üstelik sizin için yine ilk yaşandığındaki gibi bilinmez olacak bir an."
Daha önce bu türü pek okumamış olsam da Göreli Bilinmezlik beni epey içine çekti. Birbirine bir pamuk ipliği gibi bağlı olan olaylar her sayfada şaşırtmaya, merak duygusunu canlı tutmaya devam etti. Kitap içinde var olan her karakter, her olay adeta birbirine bağlıydı. Her şey ustaca kurgulanmıştı.
Başarılı kurgunun yanı sıra yazarın kaleminin akıcı olması ve olayları gözümüzde canlandırabileceğimiz bir şekilde anlatması da kitabın sürükleyici yanını arttırdı.
"Sessizlik kimi insan için derin bir huzuru kimi insan için de en büyük sesten daha gürültülü olarak algılanabilir. İşte o gün Norveç Denizi'nin dalgaları bu gerçeği bertaraf etmek istercesine gürültüsünü sessizliğin kalbine öylesine saplıyordu ki çevresinde bulunan hemen her insanın telaşla oradan ayrılmasına sebep oluyordu. Ancak bir kişi vardı ki, iskelenin etrafındaki bir bankta hareketsizce duruyordu. Bu kişi ilk izlenim olarak donuk bakışları güçlü akıntının üzerinde, beyaz tenine değen sarı saçlarından akan su damlalarını umursamaz hali ve uzun boyunu oturuşuyla gizlemesiyle yirmili yaşlarda esrarengiz bir erkek havası veriyordu."
Göreli Bilinmezlik okuduğum en heyecanlı kitaplar arasında kesinlikle yerini aldı. Bu harika kitap bir filme de uyarlanabilir.
Göreli Bilinmezlik'i bilim kurgu okumayı seven herkese öneriyorum. Sevmeyenlere de bir şans vermesini öneriyorum çünkü gerçekten sürükleyici bir kitap. Yazarı emekleri için kutluyor ve yazı hayatının ömür boyu devam etmesini diliyorum.
Esen kalın.
Aleyna Uluç