Bu söyleşimde 2019'da Taşçı, 2021'de Mavi Yosun ve Gönen'den Ayancık'a Ömer Seyfettin adlı öykü kitapları Kutlu Yayınevi'nden çıkan Turan Gökmenoğlu'nu konuk edeceğim.
1-) Bir tümceyle kendinizi tanıtır mısınız?
Bir masal dünyasında geçen çocukluğumun bana kazandırdığı ve mayama eklediği doğa dostu, mozaik sanatçısı, şair ve yazar.
2-) En son okuduğunuz kitabın adı nedir? Ne anlatıyor? Niçin okuma gereksinimi duydunuz?
Patrick Wihite/Woss. Bu kitabı ilk kez okumaya başladığımda, ayracı yaklaşık yarısında tutarak bir tarafa kaldırdım. O zamana kadar kısa öyküler, şiir ve makaleler yazmıştım. Ama bu kitabın yarısına kadar geldiğimde değişime uğradığımı düşündüm. 1973'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Avusturalyalı yazarın kitabını Nihal Yeğinobalı dilimize çevirmiş. Ben böylesine lezzetli ve renkli bir anlatımla ilk kez karşılaştığımı düşündüm. Bu yazarın olduğu kadar çevirenin de başarısıydı bence.
Dilinden ve anlatımından öyle çok etkilendim ki, daha sonra Dudağımda Yoku Kaldı Sevdanın adını alacak öykümü yazdım. Öyküye son noktayı koyup, bu başucu kitabımı kaldığı yerden okumayı sürdürdüm. Bazı kitaplar vardır ki bir kez okumak yetmez. Tıpkı kendi kitaplarımda olduğu gibi, birkaç kez okudum bu kitabı. Her defasında, bir öncekinde bulamadığım veya kaçırdığım tatları tekrar tekrar buldum. Kitap bitti ama benim yazdığım öyküler bitmedi.
3-) Bu kitapta en beğenmediğiniz kısım ne oldu?
Bu kitap, kaba saba yapılı Alman gezginin, Avusturalya'nın el değmemiş topraklarına yaptığı büyülü bir yolculuğu anlatıyor. Bu yolculuk sırasında tanıdığı, etkilenip sevdiği ve her gittiği yerden ona, gördüğü yerleri anlatan mektuplar yazdığı, ilginç ve sürükleyici bir gezi ve macera romanı bu. Aradım taradım ama beğenmediğim bir yere rastlayamadım.
4-) Siz bir yazar olarak bu kısmı nasıl değiştirirdiniz?
Yazarın anlatımı ve konu seçimi hakkında söyleyebileceğim pek bir şey yok. Bazen kendimi çevirmenin yerine koyduğum anlar oldu sadece. Ben olsam bu bölümleri şöyle çevirirdim dedim ama, bazı çevirilere de öyle hayran kaldım ki, yazar ile çevirmeni baş başa bırakmanın çok daha yerinde olacağı kanısına vardım.
5-) Kaleminden etkilendiğiniz, yazarken ilham aldığınız bir yazar var mı? Varsa hangi anlamda sizi
etkiledi?
Dilinin rengi ve akıcılığı nedeni ile en çok etkilendiğim yazarların başında gelir Patrick Wihite. Çocukluğumuz aynı topraklarda geçtiği ve çocukluğumuz çok benzeştiği için Ömer Seyfettin. Sinopkokulu şiirleri nedeniyle Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz, Sinan Akyüz, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Nazım Hikmet ve Ahmet Arif, Cemal Süreyya, Gülten Akın, Bekir Yıldız, Wilbur Smith, Khaled Hosseini, Necib Mahfuz hem en beğendiğim, hem de öykü, roman ve şiirlerinden etkilendiğim yazar ve şairler. Zaman zaman öykü ve şiirlerimde aynı duyguları, sevgiyi ve özlemi paylaşırım.
6-) Son olarak okurlara ne demek isterdiniz?
Kulağınız size güzel şarkı söylemeyi öğretir.
Yaşadığınız doğa sizi şair ve yazar yapar.
Herkes kumsalda yürür ve denize girer. Siz deniz kabuklarını, kumu, çakıl taşlarını ve kaya
parçalarını toplayıp esere dönüştürürsünüz.
Başkaları yağmurdan kaçarken, siz doğada yarı değerli ve değerli taşları aramaya çıkarsınız.
Herkes uyurken yeni hikayeler yazarsınız yatağınızın içinde dönüp dururken. Şiirlerinizi
bestelersiniz, okursunuz.
Bazen 7-8 kitabı aynı anda okumaya çalışırken, birkaç kitabı aynı anda yazarsınız.
Karşılaştığınız her şeyi sanat eserine dönüştürecek bir kalbiniz vardır.
Renkliyi siyah-beyaza, siyah ve beyazı renkliye dönüştürme yeteneği kazanırsınız zamanla.
Eliniz ve ayağınız yara bere içinde iken bile taşları kesmeye, gözleriniz yorgunluktan kapanırken
yazı yazmaya devam edersiniz.
Kötülük düşünmeye, kıskançlık yapmaya fırsat bulamazsınız. Sevgi ile yoğrulduğunuzu anlarsınız.
Yaşadıklarınızı ve yaşamadıklarınızı okuyucularınızla paylaşırsınız.
Dönüp baktığınızda, eteğinizde biriken on altı kitabı fark edersiniz...
Turan Gökmenoğlu
İstanbul, 31.07.2022
www.turangokmenoglu.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder