Bu yazımda Hazar Tandoğan'ın kaleminden çıkmış, ilk basımı Temmuz 2018'de, Kutlu Yayınevi'nde gerçekleşmiş olan Kozmik İfşaat - Yaratılış ve Varoluş Hakkında Fizikötesi Bilgiler adlı kitaptan bahsedeceğim.
Kapak tasarımını da üstlendiği Kozmik İfşaat beni daha önce hiç bilmediğim, çok yabancı olduğum konularla buluşturdu. Fizikötesi ya da varoluş üzerine hiçbir bilgim olmadığından dolayı kitabı doğru ya da yanlış diye yorumlama hükmüm yok fakat okuduklarımın beni şaşkınlığa düşürdüğünü rahatlıkla söyleyebilirim.
"Bir gece uyurken pencereden ablamın tarif ettiği kırmızı gözleri gördüm ve babamı kaldırdım. Babam elindeki sopayla hemen dışarı çıktı. İlginç bir şekilde ben de arkasından dışarı fırladım. Bahçe karanlıktı ama ben garip bir şekilde korkmuyordum ve hemen evin arkasına doğru sezgilerimin yönlendirmesi ile yürümeye başladım. Tam karşımda oldukça parlak, cüsseli ve uzun sarı saçları olan bir Pan duruyordu. Bu bir kadın Pan'dı. Üzerinde hiç kıyafeti yoktu. Boyu 2 metreden fazlaydı. Öylece durmuş ve bana bakıyordu. Babam da peşimden gelmeye başladı ve ben tam o sırada elimle işaret ederek orada, işte orada dedim. Babam hemen yanıma geldi ama o varlık anında duvarın üzerinden atlayarak okul bahçesine geçti ve hızlı bir şekilde ortadan kayboldu."
Yazar burada kendi yaşadığı bir olayı anlatıyor. Ayrıca kitabın içinde paylaştığı başka deneyimleri de var ki hepsi insanı şaşkınlığa sürüklüyor. Sizce de hayret edici değil mi?
Astral seyahat konusu da kitabın ana konularından biri. Bu kavrama şu aralar kulağım aşina olsa da bu kitap sayesinde daha iyi öğrenmiş oldum. Benim en çok ilgimi çeken konu ise daha önce görmediğim varlıkların tanımlarıydı. Bakınız, goblin/cüce tanımı şu şekilde verilmiş:
"Bedenlidirler ancak astral boyut geçebiliyorlar. Çok hızlı hareket ederler ve kamufle olma özellikleri vardır. Bu yaratıklar da çeşitli ırklardan oluşurlar. Yeşil ve beyaz, kanatlı ve kanatsız, tüylü ve tüysüz olanlar gibi farklı görünümlere sahiptirler. En çok astral, rüya ve karabasan (uyku felci) sırasında karşılaştığımız varlıklardır. Genelde ormanlık alanların kuytu ve ıssız yerlerinde veya yer altlarında yaşadıklarından ağaçların arasında saklanıp insanları izlerler. Nadiren de olsa ormanda karşılaşmalar yaşanır."
Kitapta herkesin ilgisini çekecek bir nokta var ki onu da sizlere özetle anlatmak istiyorum. Yazar, 2012 senesinde tam uzanacağı sırada yanı başında bir varlık hissetmiş. Bu varlık ona bir şeyler söylemiş. Yazar bunun telepati şeklinde hiç bilmediği bir dil olduğunu söylemekte. Başucunda bulundurduğu kağıt kalemi alıp yazmaya başlamış söylenenleri. Son cümle söylenirken sesin uzaklaştığını hissetmiş. Uzun süre bu sözlerin ne anlama geldiğini araştırmış. Bir gün internet üzerindeki çeviri sitesinde sözcükleri tek tek çevirmeye ve anlamlandırmaya başlamış. Bu anlamın kişiden kişiye göre farklılık gösterebileceğini düşündüğünden paylaşmamayı tercih etse de olay kendi başında oldukça dikkat çekici değil mi sizce de?
Beni devamlı olarak şaşırtan daha nice yer var... Sizde de aynı etkiyi uyandıracağını tahmin ediyorum. Bilhassa bu konulara karşı ilgi ve merakı olan insanların kitabı ellerinden düşürmeden okuyacaklarına eminim.
Eğer anlattıklarımdan çıkarımla konular ilginizi çektiyse yazarın Youtube kanalını da inceleyebilirsiniz. Buraya linkini bırakıyorum: https://m.youtube.com/channel/UCpeIIR8LD3j261XMDAc_wtw
Yazara başarılarının devamını diliyor ve deneyimlerini bizlerle paylaştığı için teşekkür ediyorum.
Esen kalın.
Aleyna Uluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder