Bu yazımda Mücahid Karaçınar'ın kaleminden çıkmış, ilk basımı Mayıs 2022'de Kutlu Yayınevinde gerçekleşmiş olan Nilüfer adlı kitaptan bahsedeceğim.
Kitap, ismini karakterimiz Nilüfer'den alıyor. Nilüfer küçük, şirin bir köyde yaşayan ve hem yaşadığı çevrenin kısıtlı olanaklarından ötürü hem de babasının baskıcı bir yapıda olması nedeniyle pek dışarı çıkamayan genç bir kızdır. Nilüfer tatlı köylerinde, samimi insanların içinde sade bir hayat sürerken otostop çekerek şehir şehir dolaşan Gazi hem Nilüfer'in hem de ailesinin hayatına renk getirir.
Gazi; bu hayatı yalnız yaşayan, hiçbir yere ve hiçbir kimseye karşı aidiyet duygusu olmayan, yaşamını hep farklı yerlerde sürdürmeye alışkın biridir. Nilüfer ile Gazi birbirlerine ne kadar zıt görünüyorlar, değil mi? Hayat tarzları ne kadar farklı olsa da kendi tabirleriyle deli halleri tam bir tencere kapak durumuydu. İkisi de birbirine deli derken aslında ne kadar benzerlerdi. Bu ikilinin atışmalarını okumak benim için hoştu.
Kitabın anlatım dilini sevdim. Yazarın okuduğum ilk eseriydi ve kalemini şiir tadında buldum. Okurken bana bir bahar esintisi havası verdi.
"Kafesteki kuşun bile bir müddet sonra sıkılıp odanın yüzüne çıkmasını istediğini fark ettikçe kendisinin kuş kadar bile özgür olamadığının kanısına varır, moralini bozardı."
Nilüfer'in en güzel ifade edildiği cümlelerdi bence bunlar.
"Nilüfer can kulağıyla dinlerken içinden benim böyle dolu bir hayatım olmadı, insanlar mı yaşamın tadını çıkarıyor, biz mi çok sıradanlaştırıyoruz anlamadım dedi."
Zaman zaman hepimizin aklına esen bir düşence değil mi? Kitaplarda en çok kendimizle buluştuğumuz noktaları seviyorum sanırım.
"Seni sen yapan insanları sev
Sensizliğinde bir sen aramadan"
Yazarın anlatımını şiir tadında bulduğumu belirtmiştim, bunun yanı sıra bölüm aralarında da bu tarz dizelerin bulunması bu duruma ahenk sağlamakta.
En beğendiğim cümleleri sizinle paylaşmak istiyorum:
"Aklımızda farklı bir âlemin kapılarını araladığımız süreç içerisinde dışarıdan uyanık olmayan bir izlenim verebiliyoruz. Kafamızı kurcalayan fikirlerin içinde cebelleşen bir birey olmak bizi ne kadar yakınlarımız tarafından alay konusu etse de sonunda bir amaca kavuşabilmemiz onların da düşüncelerinin yanlış olduğunun farkına varmalarında bir yol oluyor. Dalgınlık yarım kalmışlığın bir sergisi aslında..."
Kitabı genel olarak beğendim. Naçizane paylaşmak istediğim birkaç fikrim de var. Kitapta çok fazla olmasa da bazı imla hataları gözüme çarptı, bunlara dikkat edilebilir. Yanı sıra içeriği incelediğimizde bana göre olay ve kişiler bir noktaya bağlanmadı, biraz havada kaldı. Belki de bu yazarın kendi isteğiyle tasarladığı bir durumdu ancak ben okurken bir bağlantı kurmayı bekledim.
Kitapla ilgili görüşlerim bunlardı. O zaman kitabın ismine binaen tüm okurlara şu şarkıyı ithaf edelim mi?
Yazarı emekleri için kutluyor ve yazacağı yeni kitaplar için bol ilham diliyorum.
Siz Nilüfer'i okudunuz mu, kitap hakkındaki yorumlarınız neler?
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere hoşça kalın.
- Aleyna
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder