16 Nisan 2021 Cuma

Cins-i Latif

Bu yazımda Naciye Tekerek'in kaleminden çıkmış, ilk basımı Nisan 2021'de Kutlu Yayınevi'nde gerçekleşmiş olan Cins-i Latif adlı kitaptan bahsedeceğim.


Naciye Tekerek, bu kitabında kadınların toplum içinde yaşadıkları zorluklara değinmekle beraber bildiği, tanıdığı kadınların yaşam öykülerini de bizlere sunmuştur.

Yazar, kadınların çocukluk itibariyle susturulduklarını, tercih haklarının ellerinden alındığını ve en ufak bir hatalarında bile ailelerinin onlara sırtlarını dönerek aslında ne büyük hataya düştüklerini anlatıyor. Birçoğumuzun demek isteyip de bazen güç bulamadıklarını dillendiriyor.

"Bizler çocuğumuzu büyütürken önce 'tay tay' durdururuz. Halk dilinde çocuğun yürümeden önceki haline 'tay tay' denir. Çocuk akabinde yürümeye başlar. Aslında bizim toplumumuzda kız çocuklarımız hep tay tay duruyor. Kız çocuklarına önce yürümeyi öğretelim. Hayatları boyunca tay tay durup da her gel diyene gitmesinler."

Yazar, atasözlerimizde ve deyimlerimizde bile kadının aşağılandığını örneklerle gösteriyor. Kızını dövmeyen dizini döver, saçı uzun aklı kısa gibi daha birçok söz normalleştirilerek dillerde pelesenk edilmiş zamanında. Şimdi belki insanlar bunu dillendiremiyor ama zihniyet, bakış açısı aynı maalesef. 

Kitap içinde beni en etkileyen kısımlardan biri evlilikteki şu hususa değinilmesi oldu: Gelinliğinle çıktığın bu eve kefeninle dönersin düşüncesi. Anne baba evlenen kızına bu bakış açısıyla yaklaşınca kadın evliliğindeki her soruna susuyor, boyun eğiyor çünkü biliyor ki artık ona kapı açacak bir yuvası yok. O eve, evlendiği kişiye bağımlı hale geliyor haliyle. 

Altını çizdiğim şu güzel ve farkındalık yaratan cümleleri sizlerle paylaşmak istiyorum:

"Sevgili kadınlarımız, önce kendiniz için yaşamayı bir öğrenin. Başkaları için yaşamayı bırakın. Başkalarına ayırdığınız zamanın bir iki saatini de kendiniz için ayırın. Sordunuz mu hiç kendinize:

Ben kimim?

Kimin için yaşıyorum?

Kendim için mi?

Kocam için mi?

Ailem için mi?

Burada sunulanların içerisinde bir seçeneğe kulak verin:

Kendim için. 

Bu cümle insanın egolarını yükselten bir cümle ama doğrusu bu. Zaten insanoğlu hayatın hiçbir aşamasında yalnızlığının farkına varmıyor. Daha doğarken yalnız doğuyorsun. Vakit olduğunda da yalnız gidiyorsun. En çok sevgisine inandığın, doğarken seninle birlikte olan annen bile yaşamın sonlandığında seninle ölmüyor. İnsan yalnız doğar yalnız ölür. Dünya hengâmesi seni aldatmasın. Herhangi bir konuda el âleme ne derim demeyi unut. 'Yaptığım şey bana yakışır mı?' diye düşün. Hiçbir zaman kendimi kullandırtma, başkalarını da kullanmaya kalkma. Doğrudan şaşma. Bir başkasına vereceğin cevap için kendini korumaya kalkma. Sen olduğun için kendini koru. Sana zarar verecek insandan kendini koru. Çünkü geldiğin dünya seni korumuyor."

Cins-i Latif'i okumak bana iyi geldi. Her şeyin temelinin aileye ve de psikolojiye dayandığını bir kez daha görmüş oldum. Bundan sonra yapılabilecek en iyi şey yıllardır süregelen cinsiyetçi gelenekleri bir yana bırakıp insanı insan olarak değerlendirmek olacaktır. 

Kitabı her kesimden okuyucuya öneriyor ve yazarı emeklerinden ötürü kutluyorum. Umarım yazı hayatı boyunca toplumun sesi olmaya devam eder. 

Esen kalın.

                                                  Aleyna Uluç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder