Serpil Küçükuğurluoğlu, gençliğinden emekliğine kadar gezdiği yerleri güzel anılarıyla beraber kaleme almıştır. Kitabın ismi de bir gün arkadaşına "Bir kitap yazsam adını ne koymalıyım?" diye sorduğunda "Beş paralı seyahat koy, ironi olur." demesi üzerine ortaya çıkmıştır. Bu oldukça yaratıcı ve ilgi çekici isim için arkadaşını kutluyorum. İroni olması dışında, kitabın içeriğine de cuk oturmuş aslında zira yazar seyahat için fazla para gerekir algısını yıkarak az masrafla yıllarca gezdiğini gözler önüne sunmakta.
Kitabın kapağını incelediğimizde beğendiğimi söyleyebilirim; canlı ve renkli, tam da seyahati tanımlar vaziyette.
Yazar, kitabın içinde İtalya - Vatikan Devleti, Tunus, Bosna Hersek/Hırvatistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Portekiz, Yunanistan, Hollanda - Almanya - Belçika, Mısır, Finlandiya - Estonya - Letonya - Litvanya, Macaristan - Avusturya - Çek Cumhuriyeti, İspanya - Andorra Prensliği, Fransa, Rusya, Danimarka - İsveç, Makedonya, Romanya, Bulgaristan ve Sırbistan'daki anılarını anlatmakta. Bu ülkelere ilgi duyan kişiler severek okuyacaklardır zira kültürlerine de tanık oluyoruz.
"Bizdekinin tersine devlet okulları, özel okullardan daha iyi eğitim veriyormuş. Başarılı olmayan öğrenciler özel okula, başarılı öğrenciler devlet okuluna gidiyormuş. Liseyi başarı ile bitiren öğrenciler üniversiteye sınavsız ve bedava gidiyorlarmış. Her Estonyalı en az iç dil biliyormuş."
Ayrıca bu ülkelere gitmek, görmek isteyen insanlar için kesinlikle rehber olacak bir kitap çünkü yazar tüm deneyimlerini şeffaf bir şekilde, iyisiyle kötüsüyle, ayrım yapmaksızın anlatmış. Böylelikle oraya gittiğinizde nelerle karşılaşacağınızı görebilir, daha temkinli davranabilirsiniz. Bu da seyahatinizin daha sorunsuz ve keyifli geçmesine olanak sağlayacaktır.
"Şoför bahşiş diye tutturarak aracın kapılarını kilitliyor. İnmemizi engelliyor. Yani bizim şoförlerimizin bazılarına da şükür, güç bela iniyoruz araçtan. Biraz dolaşıp pizzacıya giriyoruz. Ülkemizin tozunu özledik. Atatürk'ümüze bir kez daha minnet duyduk."
Yazar, tur rehberinin anlattığı tarihi bilgileri de bizlerle paylaşmakta. Bu da kitabın içeriğini zenginleştirmekte.
Oğluyla beraber yıllarca sürdürdüğü ve bir yaşam tutkusu olarak benimsediği seyahat, yazar için birçok kazanıma neden oluyor. Gördüğü, gezdiği her şehir ve ülke ona bazen zorlu, bazen keyifli ama önünde sonunda mutlulukla anlatılacak anılar yaşatıyor. En güzeli de, tüm bunları yaparken parayı kendine bir engel olarak görmeyip bir devlet memuru olarak tüm gelirlerini karşılaması, az masraf yapmak adına kimi zaman tur rehberliğinden ayrılıp bağımsız takılması. Bu kitap benim de seyahate karşı ufkumu açtı ve teşvik etti. Umuyorum sizlerde de aynı etkiyi bırakacaktır.
Kalbinde seyahat isteği olan ama kendine engeller koyan herkese bu kitabı öneriyor ve yazarı emekleri için kutluyorum.
Esen kalın.
Aleyna Uluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder