26 Mart 2021 Cuma

Eylül ile Kasım

Bu yazımda Engin Yeşilyurt'un kaleminden çıkmış, ilk basımı Şubat 2021'de gerçekleşmiş olan Eylül ile Kasım adlı kitaptan bahsedeceğim.


Engin Yeşilyurt, Eylül ile Kasım'da 12 öyküsünü bir araya getirmiştir. 

Kitapta beni çeken ilk şey kapak tasarımı oldu. Yeşil rengin canlılığı beni bu öykü kitabını okumaya davet etti. Kitabın yalın, hoş ismi de bu daveti pekiştirdi. Bana da davete icabet etmek düştü haliyle.

Yazar, kitabın ön sözünde "Karakterlerin hayallerden beslendiği, işlenen konuların gerçeklerden damıtıldığını belirtip sevgili okurları roman olamayıp 12 adet öyküyle yetinebilen bir hayatla baş başa bırakıyorum." diyerek kitabın gerçek hayattan izler taşıdığını vurguluyor. 

Eylül ile Kasım'da şüphesiz en beğendiğim şey yazarın kalemi oldu. Kelime haznesi geniş olan yazar etkileyici ve okuması zevk veren cümleler sunmakta bizlere. Bunun yanı sıra tespitleri, karakter analizleri de oldukça başarılı.

"Kime sorsanız 'Hayatımın direksiyonu ellerimde, kimsenin tayini ile güzergâhımı belirleyemem' diyordu demesine de zaman zaman tercihlerin, beklentilerin seyrini elâlem tanımlı taraf belirliyordu. Kerim'in kadrajına giren görüntüyü Eda'nın korunaklı, üstün çabası oluştursa da çevresindeki suretlerin yıkıcı tavır ve davranışlarından doğan enkazı yaşantısına davet edebiliyordu."

Mekan tasvirlerini de başarıyla yerine getiren yazar, anlatılan mekanın okurun zihninde canlanmasına olanak sağlıyor. Bu tasvirlerden birine örnek vermek adına beğendiğim bir kesiti paylaşıyorum sizlerle:

"Etraf pırıl pırıldı. Ara renklerin koyulaşan dokusunda gül desenli halılarla kaplı bir salon, kahverengi deri koltukların halılarla sağladığı uyum, Aynur'un ayrıntılara verdiği öneme işaretti. Duvarda iki saat vardı; birisi çok eski, diğeri yeniydi. Eski olan çalışmıyordu. Çalışmadığı halde duvardaki eski saatin varlığı anıları, mazisine değer veren bir kadınla ilgili ipuçları taşıyordu. Bazı şeyler sadece geride kalmıyor, aynı zamanda görünür kılınarak geçmişin yâdını tazeliyordu. Biraz da geçmişten kopamamak denilebilir adına ama takıntıya dönüşmemişse ne engeli olabilir ki deyip geçirdi içinden Eda."

Kitap içindeki 12 öyküden en beğendiklerim Çitlembik Ağacı ve Bu Savaş Kiminle isimli öyküler oldu. Çitlembik Ağacı eski öykülerin naifliğini andıran, aurası yüksek bir öyküydü. Bu Savaş Kiminle ise karakter analizi olarak en başarılı öyküydü. Betimlemeleri, anlatımı çok kuvvetliydi. 

Beğenerek okuduğum ve akıcılığı yüksek bu hikayeyi tüm okurlara öneriyorum. Yazarı da başarılı kalemi için kutluyorum. 

Esen kalın.

                                                     Aleyna Uluç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder